Beni ve üslubumu henüz tanımıyorsunuz, dolayısıyla bu soruyu olumlu mu, olumsuz mu cevaplayacağım konusunda henüz bir fikriniz yok. İnovasyon Haber’deki ilk yazımda bu konuyu üstünkörü ele alırken aslında bir taraftan da tanışmış olacağız, ne kadar güzel.
Bu yeterince kısa açılışın ardından konumuza girelim. İnovatif davranış ve yaratıcılık arasında yakın bir ilişki olduğunu ispatlamak için kaynak göstermeye gerek olmasa da, neredeyse 40 yıldır yaratıcılık üzerine yazıp çizen Teresa Amabile’ın hoş bir tanımını paylaşmak istiyorum. Kendisi inovasyon, uygulanmış yaratıcılıktır diyor. Bu efradını cami, ağyarını mani bir tanım mı? Değil, zira inovasyonu genel kabule uyarak değer üreten yenilik şeklinde tanımladığınızda, bir firma için değer üreten yeniliğin lanet olası bir kopyalamayla da elde edilebileceğini fark ediyorsunuz. Her değerli iyileştirme yaratıcılık barındırmak zorunda değil, malum. Fakat, günlük kullanımdaki kastedilen anlamıyla inovasyon için yaratıcılığın öneminin hepimiz farkındayız.
O halde yaratıcılık ve içsel/dışsal motivasyon arasında nasıl bir ilişki var? İnsanların yaratıcı olmasını istemek saçmalık mıdır? İşte bu konu biraz karmaşık. Bir yığın araştırma sonucu arasından minik bir sentez yapmak gerekiyor. Zira piyasadaki klişeler de, mevzuyu tek bir açıdan ele alan mecburen güdük kalmış akademik çalışmalar da tek başlarına yeterince yanıltıcı olabilir.
Literatürdeki genel eğilim, Amabile ve takipçilerinin de yoğun gayretleriyle, içsel motivasyonun yaratıcılığı arttırdığı inancını yansıtıyor. Yani bir işle ilgileniyor olmanın huzuru, öğrenmenin keyfi, anlamanın ve uzmanlaşmanın verdiği zevk gibi tamamen içsel sebeplerle bir işe eğilmenin, o işteki yaratıcılığı arttırdığı yönünde bir inanış hakim. “İnsanın içinden gelecek abi”, “yaratıcılık satın alınmaz” falan diye ahkam kesen o sığ kitleyi gözünüzün önüne getirin, onlar da benzer kanıda olduklarını sizinle paylaşacak. Kötü haber, haklılar. İyi haber, sadece kısmen haklılar.
İçsel motivasyonun yaratıcılığı hangi mekanizma ile arttırdığı konusunda, Jing Zhou araştırma eğiliminin artışına dikkat çekiyor. Zhou, 1998’de kaleme aldığı makalesinde, içsel motivasyona sahip kişilerin işin bizzat kendisini amaç haline getirdiğini, bu durumun da adanma sağlayarak keşfedilmemiş yollar bulduracağını savunuyor. Ayrıca içsel motivasyonun risk alma eğilimini arttırdığını tespit eden birtakım araştırmalar da mevcut. İnovasyonun hayata geçirilmesi sırasında bu özellik oldukça yardımcıdır.
İçsel motivasyonun yaratıcılığı desteklediği inancına sahip olan bazı araştırmacılar, dış faktörlere karşı biraz mesafeli. Pek çoğuna göre dış baskılar, yaratıcılığın önünde önemli bir engel oluşturuyor. Örneğin 2015 yılında Saleem ve arkadaşları tarafından Pakistan’da yapılan bir araştırmada, inovatif iş davranışının stresli ortamlarda azaldığı, aynı şekilde stresin çalışan motivasyonunu da düşürdüğü tespit edildi. Başka bir araştırma ise, diğerleri tarafından izlenme algısının yaratıcılığı mahvettiğini işaret ediyor. Sadece olumsuz dış baskılara değil, dışsal motivasyon oluşturan para, çevrede tanınma, kabul görme isteği gibi olumlu düzenlemelere karşı ağzını bozanlar da var. deCharms 1968 yılında kaleme aldığı bir makalede, ödüllerin içsel motivasyonu düşüreceğini, çünkü insanların artık keyif için değil, ödül için çalışacağını söylüyor. Kimine göre ödüller anlamsız birer rüşvet, kimine göreyse risk alma davranışını azaltıyor. Ödüllerin işin zorluğu konusunda bir işaret olabileceği, işin sıkıcı olduğunu göstereceği, böylece içsel motivasyonu mahvedeceği de iddia ediliyor.
Bu tarz iddialar aslında sonuçla ilgilenmiyor: içsel motivasyonu düşüren dışsal motivatörler, yaratıcılığı azaltır mı? İş sadece içsel motivasyona sahip insanları bulup inovatif performans beklenen mevkileri onlarla doldurmak mı?
Soruyu böyle sorduğuma göre, elbette değil. Mesela Harackiewicz ve Manderlink’in 1984’te yayınlanan çalışmalarında, normal metodlarla başarmak zor olan görevler için ödül koymanın, problemin yaratıcı bir şekilde çözülmesini sağladığı tespit edilmiş. Başka bir çalışmaya göre, içsel motivasyona sahip olan kişiler, dışarıdan performans yönlü bir baskı sağlandığında, daha yaratıcı çıktılar ortaya koyuyor. Eisenberger’in Rhoades ile 2001 yılında gerçekleştirdiği çalışma daha ilginç birşey söylüyor: Yaratıcılığı ödüllendirmek, yaratıcılığı arttırıyor. Benzer şekilde bir işi yenilikçi şekilde yapmanın ödüllendirilmesi içsel motivasyon ve yaratıcılığı arttırırken, konvansiyonel performansı ödüllendirmek tam tersi etki yapıyor.
Yani ödül yaratıcılığı arttırıyorsa, içsel motivasyon kadar, dışsal motivasyonun da bu alandaki etkisini vurgulamak gerekiyor.
Farkındayım, sizi biraz yordum. O zaman tüm bunları nasıl sentezleyebiliriz?
İnovasyonu teşvik etmek üzere çalışanların içsel motivasyonlarına hitap eden düzenlemeler yaparken cimrilik edip paradan, ödülden, terfiden kaçınmak ve bunu motivasyon kuramlarıyna dayandırmak çok ayıptır. Çalışanlardan inovatif olmalarının istenemeyeceğini, inovasyonun spontane gelişeceğini, hedef olamayacağını söylemek de bir o kadar hatalı olur. Motivasyon teorileri bize, bir konuda içsel motivasyona sahip olan kişilerin yaratıcı olabileceğini gösterirken, hikayenin burada bitmediğini de söylüyor. Yaratıcılığı hedef halinne getirir, inovasyonu dışsal şartlarla da desteklerseniz, muhtemelen istediğinizi alacaksınız. Burada altını çizmek gereken iki husus söz konusu. Birincisi, Pozitif geri bildirimler iş üzerindeki hakimiyet hissini arttıracağından konuya dair içsel motivasyona önemli bir katkı sağlayacak. İkincisi ise, önceden ilan edilmeyen ödüllerle de inovatif işler çıkaran çalışanın başarı hissi ve inovatif davranışını pekiştirmek mümkün olabilir.
Şimdi başlıktaki provokatif sorumuzu hatırlayalım, zorla inovasyon olur mu?
Yaratıcılığı ve dolayısıyla inovasyonu net bir hedef olarak ortaya koyarsanız, olur. Elde edeceğiniz sonuçların küçük ilerlemelerden ibaret kalması gibi bir ihtimal var, ama küçük iyileştirmelerin kötü olduğunu kim söyledi?
“Küçük adımlar, büyük mesafelere tekabül eder” diye bir aforizma deneyerek yazıyı bitiriyorum. Eminim benden önce bunu yapan kaizenciler çıkmıştır.